Altın Otu: Doğanın Altın Hediyesi

Kendini seven, sağlıklı yaşama önem ve değer veren her insanın doğayla ilişkisi bambaşkadır. Her türlü ruhsal ve bedensel rahatsızlığın bir şifası, doğada doğal hali ile var olmaktadır. İçeriği doğal ve alternatif çözümler sunan bitkisel ürünlerin kök, kabuk, yaprak, tohum, dal ve çiçeklerinden elde edilmektedir.

Birbirinden farklı güzellikleri, aromaları ve şifaları ile en güzel örneklerden biri de Altın Otu bitkisidir. Güneş çiçeği olarak da bilinen, pırıl pırıl çiçekleri ile görsel şölen sunan, süs bitkisi olarak dahi kullanılan altın otu çiçeğinin bir çok derde deva olması dikkat çekmektedir.

Altın Otu Nedir?

Ölmez çiçeği, Arı çiçeği, Altın çiçek, Güneş çiçeği, Mayasıl otu isimleri ile de adlandırılan Altın otu bitkisi; Bu kadar narin, bu kadar güzel altın sarısı rengi ile doğada zahmetsizce yetişmesi, küçük çiçekleri solsa bile altın sarısı rengini kaybetmemesi göz kamaştırmaktadır. 

Süs bitkisi olarak, zahmetsiz bakımı ile park ve bahçelerde, buket çiçekçilikte, yaş ve kuru hali ile süslemelerde, evlerde, ilaç sektöründe, kozmetik ürün içeriklerinde , aromaterapi olarak altın otu uçucu yağı ve altın otu çayı olarak çeşitli alanlarda kullanılmaktadır.

Altın Otu Nerede Yetişir?

Akdeniz bölgesinde doğal olarak, kendiliğinden yetişen altın otu bitkisi; İspanya, Bosna Hersek, İtalya, Portekiz ülkelerinde yetişmektedir. Hollanda ve Fransa’ da seralarda yetiştiriciliği yapılmaktadır.

Türkiye’de çok yıllık bitki sınıfında olup, yaygın ve çok bilinmektedir. Yüksek rakımlı, kayalık yerlerde kendiliğinden yetişen altın otu bitkisi en çok Doğu Anadolu Bölgesi’nde bulunmaktadır.  Van ili altın otunun en verimli yetişme yeridir. Datça dağlarında sarı güzelliği ile de kendiliğinden yetişmektedir. Datçam olarak bizler de sizler için temin etmekteyiz.

Altın Otu Nasıl Saklanır?

Altın otunu oda sıcaklığında muhafaza edebilirsiniz fakat tüm faydalarından yararlanmak istiyorsak; plastik olmayan, vakumlu kapaklı kaplarda saklamak gerekmektedir. En ideal saklama kabı seramik olandır. Işık almayacak, serin ve nem olmayan ortamlarda muhafaza etmek gerekmektedir. Buhardan, güneş ışığından ve sıcaktan korumak gerekmektedir. Raf ömrünün uzun olmasını istiyorsanız buzdolabında saklayabilirsiniz. 

Altın Otu Nasıl Tüketilir?

Altın otunun en fazla tüketildiği şekli çay halidir. Bitki çaylarının arasında özel bir yeri olan altın otu çayı tarifi;

   Altın otu çiçekleri kaynamış suda demlemeye bırakılır. On dakika demlenen altın otu çayını tüketebilirsiniz. Ayrıca çayınızın içine isterseniz limon ya da Datçam ballarından ekleyebilirsiniz.

 Altın otu çayının kullanımı ise; doktorunuz tavsiye ettiği süre ve doza özen göstererek, sindirim sistemi rahatsızlıkları, böbrek taşı ve kum, pankreas, safra kesesi, romatizma ağrıları, hemoroid, varis, kilo kontrolü gibi tedavilerin yanında destek amaçlı ve mide koruyucusu olarak, adet söktürücü özelliği ile günde iki kez tüketebilirsiniz.

Altın otunun en popüler tüketildiği şekli kür halidir. Bitkisel kürlerin arasında popülaritesi en yüksek olan altın otu kürü tarifi; 

Ihlamur, kuşburnu, altın otu karışımını kaynamış suya ekleyerek dört-beş dakika kaynatılır. Ardından demlemeye bırakılır ve ılıdığında tüketilir. Bir aylık zaman dilimi içinde düzenli tüketildikten sonra bir hafta ara verilmelidir. 

Altın otu kürünün kullanımı ise; Tilya kürü olarak da bilinen altın otu kürü metabolizmayı hızlandırması, kilo verimini kolaylaşmasına yardımcı olması ve soğuk algınlığına iyi gelmesi ile bilinir. Bir ay boyunca düzenli tüketilmeli, tüketimine devam etmek isterseniz bir hafta ara vermeniz ve ardından tekrar bir aylık düzenli tüketime geçebilirsiniz.

Altın otunu aromaterapi olarak bitkisel uçucu yağ halinde, altın otu yağı olarak faydalanabiliriz. Soğuk presle elde edilen yağ; sivilce, selülit, saçkıran, cilt çatlakları, saçta oluşan kepek, eklem ağrıları, yara, morluk, kireçlenme gibi birçok problemlere iyi gelmektedir. Problem yaşadığımız bölgeye masaj yolu ile uygulayabiliriz.

Altın Otu Bileşenleri Nelerdir?

Bitkilere rengini veren, vücudun minik ordularını oluşturan antioksidan flavonoidler, uçucu yağlar, biyolojik pigment olan karotenoidler, kortizon olan steroidler, acı maddeler, sebze ve meyvelerde bulunan, kanın pıhtılaşmasına neden olan, iyi kolesterolü yükseltip, kötü kolesterolü düşüren bileşen polifenoller, mineral ve vitaminler, sindirimi kolaylaştıran polisakaritler, kalbi kuvvetlendiren glikozitler, genelde kozmetik ürünlerin kokusunu iyileştirmek için kullanılan kumarinler, hücre hasarını önleyen, antioksidan özelliği olan kateşinler, elastin, kolajen ve hyalüronik asidlere zarar veren enzimleri engellemesi, arterlere, cilde, kılcal damarlara, eklemlere ve dokulara esneklik veren proantosiyanidinler açısından zengin olup daha bir çok bileşenlere sahiptir.

Altın Otu Faydaları Nelerdir?

Bir çok şifası olan altın otu bitkisinin başlıca faydaları;

İdrar yolu enfeksiyonlarının tedavisini desteklediği,

İdrar söktürmeye yardımcı olduğu,

Hazımsızlık, şişkinlik gibi mide rahatsızlıklarını giderdiği,

Mide öz suyunu dengelediği, mide yanmasını giderdiği, gastrite karşı iyi geldiği, mide ekşimesinin önüne geçtiği, sindirim sisteminin çalışmasını düzenlediği,

Bağırsakların çalışmasını düzenlediği,

Böbrek, safra ve pankreas salgısını arttırdığı ve salgılarını düzenlediği, böbrek taşı ve kum rahatsızlıklarının vücuttan atılımına yardımcı olduğu, 

Antioksidan özelliği ile vücutta iltihaplanmalara engel olduğu, iltihap ve mikropların giderilmesini sağladığı,

Altın otunun düzenli tüketimi ile metabolizmayı hızlandırdığı, ödem atımına yardımcı olduğu, tokluk hissi verdiği, yağ yakımını sağladığı bilinerek zayıflamayı desteklediği,

Kas ve eklem, romatizma, kireçlenme, kronik ağrıları hafiflettiği,

Prostat ve hemoroid tedavisini desteklediği,

Varis oluşumunu engellediği, varis görünümünü hafifletip, varis tedavisini desteklediği,

Cilt yaşlanmasını geciktirdiği, cilt nemini ve sıkılaşmasını sağladığı, sağlıklı ve parlak cilt etkisini oluşturduğu söylenmektedir.

Her bitkisel ürünlerde olduğu gibi Altın otu bitkisini; Hamile ve emzirenler, şeker hastaları, tansiyon sorunu yaşayan kronik hastalığı olanlar, alerjik bünyeye sahip olanlar, düzenli ilaç kullananlar mutlaka hekimlerine danışmaları gerekmektedir.